Doğadaki Yabancı
TRT Belgesel programlarından birisi olan "Doğadaki İnsan" isimli,
vahşi yaşamda hayatta kalma dersleri veren bir program var. Doğa
bilimcisi olan Serdar Kılıç'ın tecrübelerini ve bilgilerini
paylaştığı bir hayatta kalma programı. Bolu'nun Mudurnu ilçesinin
tepeliklerinde, belgesele konu olan kütükten ev projesi vardı.
Yakın arkadaşımın bana önerisi üzerine "Hayır" demeden hemen
program yapmaya başladık. Bölgenin google haritası üzerinden belli
başlı varsayımlarla ve daha önceden gidenlerden aldığımız eksik
bilgilerle kabaca bir güzergah çıkartmıştık. Yürüyüş mesafesi 7
Km, rakım 1.800 metre. Kendimizce orada lazım olur diye yanımıza 2
çuval odun ve 1 tane balta almıştık. Bizim, masa üzerinde
yaptığımız hesaba ; yolun çamurlu ve karlı olmasını tahminlere
dayandırarak en fazla 5 saatte yürüyebileceğimiz sonucuna
varmıştık. Sabah 8 sularında yürüyüşe başlayacağımız parkurun
orada bulunan köy kahvaltısı salonunda son hazırlıklarımızı
yaptıktan sonra 09:00'da yola koyulduk. daha 500 metre ilerlemeden
ilk engelle karşılaştık: heyelan olmuş ve yolumuzun üzerinde 20
metre uzunluğunda kocaman bir çamur tabakası vardı. Yanızıma
aldığımız 1 çuval odunun içinden çamuru rahatlıkla geçebilmek için
kendimize küçük bir köprü yaptık. 100. metreye geldiğimizde
odunları o kadar mesafe taşıyamayacağımızı anladık ve sadece
ikişer tane kucağımızda taşımayı uygun gördük. Daha birinci
saatimizde 1 km anca ilerledik. Yolun üzerinde belirli bölgelerde
sadece çamur tabakaları vardı ve gittikçe yükümüz ağırlaşıyordu.
Bizim hızımızla ilerlemeye devam edersek yakınlara vardığımızda
hava kararacaktı muhtemelen. Yolun 6 Km kısmını 7 saatte
yürüyebilmişken kalan 1 km kısmını 3 saatte zar zor yürümüştük.
Vardığımız tepe noktasında kocaman bir hiçliğin ortasındaydık ve
halen hedef noktasına ulaşamamıştık. Herkesin morali bozuk ama
kimse kimseye belli etmiyor ve şkayette bulunmuyordu. Tepe
noktasında biraz dinlenip düşünmeye vakit ayırmışken, Sercan
dostumuz bir nooktaya bakmak için aramızdan uzaklaştı. Anas ile
ben kar üzerine oturmuş konuşurken 30-40 metre ileride tüten bir
duman tabakası gördük ve birileri ateş yakmış, sıcak suyu vardır
diye kendimizi motive ettik ama karşılaştığımız manzara tam aksine
uçsuz bucaksız karla dolu bir düzlüktü. Duman eriyen karın
buharıymış. Moralimiz bozulmuşken Sercan güzel bir haberle aramıza
döndü. Sonunda hedef noktamızı bulmuştuk. 5 Saat diye çıktığımız
yoluluğun sonunu 10. saatte görmüştük. Kabinin içerisine girmeye
çalıştığımızda kapının kilitli olduğunu gördük. Kapının üzerinde
yazan telefon numarasını şarjı bitmeyen tek telefon bendeydi.
Kalan %5'lik jarj ile yarım yamalak bir telefon görüşmesinden
sonra kapının nasıl açılacağını öğrendik ve kabinin içerisine
girebildik. Uğraşımız halen bitmedi. Yanımıza alabildiğimiz
odunların yarısını yine yolda bırakmak zorunda kaldık. Elimizde
tane sobaya sığmayan odun vardı. Odunları, internet üzerinden
yorumlarına bakarak sipariş verdiğim küçük el baltası ile kesmeye
çalışınca ikinci vuruşta tamamen parçalanmıştı. Bir an önce ateş
yakmak zorundaydık çünkü yanlış kıyafet ve yük seçimlerinden ötürü
fazla terlemiş ve fazla yorulmuştuk. Ateş bir an önce yakmamız
gerekiyordu. İnternetten aldığım balta kırılınca öylece ortada
kalmıştık. Şansımıza , Anas dostumuzun kar yığınının içine ilk
adımını atınca dengesini kaybedip düştüğü yerde küçük bir el
baltası bulmuştu. Yanımızda getirdiğimiz baltanın yerine o balta
olmasaydı cidden büyük sorunlar yaşayacaktık. Zar zor
parçaayabildiğimiz odunları kuzine sobanın içine sıdırıp ilk
ateşimizi yaktığımızda , zaferini kazanan kumandan gibi
sevinmiştik.
Uzun Yürüyüşler Yapacaklara Tavsiyeler:
- * Doğru kıyafet seçimi önemli. Yürüyüş boyunca vücut sıcaklığınız zaten yükselecek.
- * Hava sirkülasyonu olan kıyafet tercihi önemli.
- * Nekadar hafif olursanız o kadar az yorulur ve ilerlersiniz.
- * Karda yürümek gerçekten çok efor gerektiriyor.