• Anasayfa
  • Foto Galeri
    • - Anasayfa
    • - Kamp & Doğa
    • - Ülkeler
    • - Şehirler
  • Blog

Galeri

  1. Anasayfa
  2. KAMP & DOĞA
Doğadaki Yabancı
Doğadaki Yabancı
TRT Belgesel programlarından birisi olan "Doğadaki İnsan" isimli, vahşi yaşamda hayatta kalma dersleri veren bir program var. Doğa bilimcisi olan Serdar Kılıç'ın tecrübelerini ve bilgilerini paylaştığı bir hayatta kalma programı. Bolu'nun Mudurnu ilçesinin tepeliklerinde, belgesele konu olan kütükten ev projesi vardı. Yakın arkadaşımın bana önerisi üzerine "Hayır" demeden hemen program yapmaya başladık. Bölgenin google haritası üzerinden belli başlı varsayımlarla ve daha önceden gidenlerden aldığımız eksik bilgilerle kabaca bir güzergah çıkartmıştık. Yürüyüş mesafesi 7 Km, rakım 1.800 metre. Kendimizce orada lazım olur diye yanımıza 2 çuval odun ve 1 tane balta almıştık. Bizim, masa üzerinde yaptığımız hesaba ; yolun çamurlu ve karlı olmasını tahminlere dayandırarak en fazla 5 saatte yürüyebileceğimiz sonucuna varmıştık. Sabah 8 sularında yürüyüşe başlayacağımız parkurun orada bulunan köy kahvaltısı salonunda son hazırlıklarımızı yaptıktan sonra 09:00'da yola koyulduk. daha 500 metre ilerlemeden ilk engelle karşılaştık: heyelan olmuş ve yolumuzun üzerinde 20 metre uzunluğunda kocaman bir çamur tabakası vardı. Yanızıma aldığımız 1 çuval odunun içinden çamuru rahatlıkla geçebilmek için kendimize küçük bir köprü yaptık. 100. metreye geldiğimizde odunları o kadar mesafe taşıyamayacağımızı anladık ve sadece ikişer tane kucağımızda taşımayı uygun gördük. Daha birinci saatimizde 1 km anca ilerledik. Yolun üzerinde belirli bölgelerde sadece çamur tabakaları vardı ve gittikçe yükümüz ağırlaşıyordu. Bizim hızımızla ilerlemeye devam edersek yakınlara vardığımızda hava kararacaktı muhtemelen. Yolun 6 Km kısmını 7 saatte yürüyebilmişken kalan 1 km kısmını 3 saatte zar zor yürümüştük. Vardığımız tepe noktasında kocaman bir hiçliğin ortasındaydık ve halen hedef noktasına ulaşamamıştık. Herkesin morali bozuk ama kimse kimseye belli etmiyor ve şkayette bulunmuyordu. Tepe noktasında biraz dinlenip düşünmeye vakit ayırmışken, Sercan dostumuz bir nooktaya bakmak için aramızdan uzaklaştı. Anas ile ben kar üzerine oturmuş konuşurken 30-40 metre ileride tüten bir duman tabakası gördük ve birileri ateş yakmış, sıcak suyu vardır diye kendimizi motive ettik ama karşılaştığımız manzara tam aksine uçsuz bucaksız karla dolu bir düzlüktü. Duman eriyen karın buharıymış. Moralimiz bozulmuşken Sercan güzel bir haberle aramıza döndü. Sonunda hedef noktamızı bulmuştuk. 5 Saat diye çıktığımız yoluluğun sonunu 10. saatte görmüştük. Kabinin içerisine girmeye çalıştığımızda kapının kilitli olduğunu gördük. Kapının üzerinde yazan telefon numarasını şarjı bitmeyen tek telefon bendeydi. Kalan %5'lik jarj ile yarım yamalak bir telefon görüşmesinden sonra kapının nasıl açılacağını öğrendik ve kabinin içerisine girebildik. Uğraşımız halen bitmedi. Yanımıza alabildiğimiz odunların yarısını yine yolda bırakmak zorunda kaldık. Elimizde tane sobaya sığmayan odun vardı. Odunları, internet üzerinden yorumlarına bakarak sipariş verdiğim küçük el baltası ile kesmeye çalışınca ikinci vuruşta tamamen parçalanmıştı. Bir an önce ateş yakmak zorundaydık çünkü yanlış kıyafet ve yük seçimlerinden ötürü fazla terlemiş ve fazla yorulmuştuk. Ateş bir an önce yakmamız gerekiyordu. İnternetten aldığım balta kırılınca öylece ortada kalmıştık. Şansımıza , Anas dostumuzun kar yığınının içine ilk adımını atınca dengesini kaybedip düştüğü yerde küçük bir el baltası bulmuştu. Yanımızda getirdiğimiz baltanın yerine o balta olmasaydı cidden büyük sorunlar yaşayacaktık. Zar zor parçaayabildiğimiz odunları kuzine sobanın içine sıdırıp ilk ateşimizi yaktığımızda , zaferini kazanan kumandan gibi sevinmiştik.

Uzun Yürüyüşler Yapacaklara Tavsiyeler:
  • * Doğru kıyafet seçimi önemli. Yürüyüş boyunca vücut sıcaklığınız zaten yükselecek.
  • * Hava sirkülasyonu olan kıyafet tercihi önemli.
  • * Nekadar hafif olursanız o kadar az yorulur ve ilerlersiniz.
  • * Karda yürümek gerçekten çok efor gerektiriyor.

Copyright © All rights reserved | © Mutlu GÜLEÇ